21 Ağustos 2014 Perşembe

tatil sonrası ev düzeni

tatil sonrası evi düzenlemek, bitmek bilmeyen çamaşır ve ütü ayrıca işe başlamak Allahtan annem varda biraz daha rahatım.
tatilden önce aldığım ve tatilden dönüşte elime ulaşan güzelliklerim durup durup seviyorum. cath kidston dan yaptığım ilk alışverişimdi. 14 günde geldi bekleme süresi tabiki çok uzun oluyor ama beklemeye değer.

bir önceki yazımda işlediğim çarpı işi bittikten sonra yastık olacaktı. onu yastık yaptırıp salondaki yerini aldıktan sonra eve renk katmaya devam ediyorum sırada tığ işleri var. tığ işi ve çarpı işi ile uğraşmak kesinlikle çok keyif veriyor. çocuktan zaman kaldıkça uyuma zamanlarında yapabildiğim kadarıyla uğraşıyorum ama kafa dağıtmak için bire bir tavsiye ederim.


24 Temmuz 2014 Perşembe

zaman çok hızlı geçiyor

 
hep bir koşturmaca ne zaman pazartesi oluyor ne zaman cuma ve hafta sonu ne zaman bitiyor. çocukla ne evin işi bitiyor, ne kafamdaki yapmak istediklerim nede yapacaklarım. söyle sakin kendi halimizde bir şey yapalım diyorum yok hep bir şeyler çıkıyor. kaan büyüdükçe her gün yeni bir adım attıkça çocukluğa vakit daha çabuk geçer oldu. tabi artık kendi istekleri önemli cumadan plan yapıyorum şu aktivite, şunu yaparız diye planların kaç gerçekleşiyor bilmiyorum küçük beyin canı isterseye kalıyor çoğu şey...

8 Temmuz 2014 Salı

ruh dinlendirmece = örgü

bir ondan bir bundan bir sürü şey yaparken her gördüğüm beğendiğim şeyi bende yapayım diye elimi atarken birde bakıyorum ortalıkta bir sürü yarım yarım iş, biraz ondan biraz bundan yapıyorum. sonra yavaş yavaş yarım kalan işler tamamlanıyor. bitince benden mutlusu yok. kaana hamile iken bebek battaniyesi ve çocuk odasına yapmaya başladığım etamin ve örgü maceram kaanın doğması ile sona ermişti. ancak 2 sene sonra yeniden elime alabildim bir şeyleri oda ancak geceleri, bu bebekle hayatta insanın en çok özlediği şey sanırım kendine vakit ayırabilmek. buda ancak kaan uyuduktan sonraki sessiz gecelerde olabiliyor.
bu geçen 2 sene boyunca sadace bebek bakımı, bebek sağlığı ile alakalı okuduğum kitaplardan sıkılıp kitap okumaya, örgü örmeye başlayabildiğim bu dönemde sanırım o 2 senenin acısını çıkartmak istercesine yapmak istediğim o kadar çok şey varki. uzak kaldığım bu kadar şeye yetişmek için ve bunları yaparken de kendimi iyi hissetmekte en güzeli.
şimdilerde yapılacaklar listesi uzayıp gidiyor. sizleride yavaştan takipe başladım ve blog okumak ve de yazmak bana yeniden keyifli hale gelmeye başladı. daha çok yazmak dileği ile
mutlu haftalar.

25 Haziran 2014 Çarşamba

blog dünyası

uzun zamandır çocuk sebebiyle ne kadarda uzak kalmışım.
yazmayı bırak bloğa girmemişim bile eee böyle olunca bu kadar aradan sonra şimdi gelince bakıyorum. bir çok kişi yazmayı bırakmış. çoğu kişi bırakmış yapamamış geri dönmüş. eskiden sürekli yazıştığım bir çok kişiye ulaşamıyorum bile. çok sular akmış yani buralardan.
 çocuk olduğundan beri anne çocuk bloglarından yazılar okudum genellikle buraya pek uğramadım ama evet o bloglardan bir çok  konuda faydalandım kafamdaki soru işaretlerine yanıt buldum, bazen kafam daha çok karıştı ama ben belki uzak kaldığımdan belki başka sebeplerden o eski blog yazılarını, o eski blog paylaşımlarını, eski bloggerları özlediğimi anladım.
bu bendende kaynaklanıyor olabilir belki ama bilmiyorum. artık daha sık yazacağım ve eski arkadaşlarımı bulmaya çalışacağım.

2 Haziran 2014 Pazartesi

etamin ve örgü


bu aralar deli gibi el işi yapasım var. havalar ısınmadı, yağmur ve soğukta yapılacak en güzel şey bu oluyor fakat çocukla ne mümkün her gece çocuk uyuduktan sonra elime alıyorum uyku muyku kalmıyor. kahvemide yapıyorum ki, kazara uykum falan gelirse diye.
yapılacaklar listemde çok şey var. her zamanki maymun iştahlılığımla her şeye el atıyorum. bakalım zaman olsa ah zaman.

15 Mayıs 2014 Perşembe

madencilik ve soma

uzun bir ara verdikten sonra bloğa yazacağım yazı bu olmamalıydı diyorum.
öyle üzgünüm ki ve de öyle çaresiz. yapabileceklerim geçiyor aklımdan öyle küçük ve öyle az ki  ama yine de daha fazlası için uğraşacağım.
madencilik sektöründe çalışıyorum 8 senedir. ve 12 senelik maden mühendisiyim. eşim maden mühendisi ve her gün bir fiil yeraltına inip çalışmakta işte bu yüzden belki daha çok üzülmem, daha çok etkilenmem. sürekli elim telefona gidip bir şeyler yazıp yazıp siliyorum.
senelerdir tek söylediğim şuydu maden işçi sendikaları kamuda çalışan işçilerin haklarını öyle savunur ki, kamuda çalışan işçilerin çalışma koşulları ve maaşları iyidir, özel sektöre göre çok ters bir mantık değil mi? madencilikte böyle madencilikte devlette çalışan işçide mühendiste daha iyi maaş alır, daha güvenilir, daha emniyetli koşullarda çalışır. ama yine de sendika kamu işçilerini korur, özel sektör işçilerini değil. hep bunu söyledim ama ne değişti hiç bir şey.
her gün bir fiil insan gücü beden gücüyle çalışan her gün hayati tehlikesi olan bu işte neden çalışır? tabiki hayatını devam ettirmek para kazanmak için ve bu öyle bir hayatki çoğu madenlerin bulunduğu ilçede doğdukları için aileden gelen meslek madencilik olduğu için, babaları dedeleri madenci olduğu için yaşadıkları ilçede başka bir iş kolu olmadığı için mecbur oldukları için.
hergün indikleri ocakta her aldıkları nefeste ciğerlerine giden kömür tozunun onları hastalandıracağını düşünmeden. ne uğruna evlerine ekmek götürmek uğruna.
madencilik serttir kabadır, güç gerektirir. onlar 8 saat yeraltında çalışıp öğle yemeklerini ya evden getirdikleri yiyecekleri ( tabi şanslı iseler onların astıkları torbaları onlar çalışırken fareler yemez ise )
iş bizler masa başında çalışıp öğle aralarında nerde yemek yesek, şu avm mi bu avm'yemi gitsek derken onlar yeraltında yerde yemeklerini yiyorlar. biz aydınlananlım, biz ısınalım diye hergün bu işi yapıyorlar ve hiçde gocunmadan.
işte bunlara üzülüyorum. bütün bunlar olurken aldıkları maaşta asgari ücretin azıcık üstü hak ettikleri emeklerinin karşılığı bumu? hayır
en çokda neye üzülüyorum biliyormusunuz? evet sayı çok fazla ama bu ilk maden kazası değil, bu ilk ölümlü kaza değil. zonguldaktada oldu, dursunbeydede oldu ve bir çok yerdede ama ne değişti? o zaman niye bu kadar tepki verilmedi illa sayının bu kadar çok olmasımı gerekiyordu, illa bu canların gitmesimi gerekiyordu. bazı şeylerin değişmesi için. keşke olmasaydı demek için geç kaldık, artık bu son olsun diyorum. gerekli tedbir önlemler alınsın istiyorum. sorumlular suçlular cezalandırılsın. ve yenileri olmaması için gereken yapılsın istiyorum.
belki böylece o ölen kardeşlerimizin içleri rahat ailelerinin gönülleri rahat eder. çünkü orda belki kocasını kaybetti ama oğlu hala madende çalışıyor, belki oğlunu kaybetti ama diğer oğlu madende çalışıyor. daha fazla acı yaşanmasın. daha fazla canlar yanmasın. lütfen diğerleri gibi bir kaç gün sonra unutulmasın bu olay
başımız sağ olsun.

13 Mayıs 2014 Salı

uzun bir ara vermişim

merhaba
ne kadar uzun ara vermişim. ne zamandır yazmıyorum özledim.
kaanla birlikte hayatım değişti tabiki, belki yeni yeni kendime geliyorum kendime zaman ayırabiliyorum. sizleri takip ettimmi ettim bu arada çok sıkı bir şekilde olmasada belki yorum bırakamasamda takip edebildiğim kadar ettim. yeni yine yeniden yazacağım inşallah bende tekrar burdayım.

29 Ocak 2013 Salı

geldim

uzun bir aradan sonra işte burdayım. günler nasıl geçiyor hiç bilmiyorum. en geç saat 22de evin bir yerinde sızıyorum. işe başlayalı 1 ay oldu ama ben öyle bir dağıldım ki. evde kaanı kaybedersem hiç şaşırmam.
bu koşturmaya kilolar gitmiyor ya inanamıyorum. kilo ile başı dertte olanlardanım. doğum kilolarını verememişken üstüne birde süt olsun diye içtiklerim beni hepten dobi yaptı. şimdi gitsin diye bakıyorum. yemiyorum ama yok kardeşim epey yerleşmişler. kaana gelince herşeyi dişe bağladığımız dönemdeyiz yaklaşık 3 aydır. ama dişler bembeyaz ve kabarık ortada bişey yok.
işe başladım. özlüyorum oğlumu geriye bize kalan o kadar az zaman varki resmen ben neyapacağımı şaşırıyorum. zaman nasıl geçiyor anlamıyorum.
hiçbir şeye yetişemediğim bir zamandayım. artık yaz gelsin istiyorum. evlere kapandık.

29 Nisan 2012 Pazar

İzine ayrılmak

Günleri saydım ve sonunda ayrıldım izine dinlenmek gercekten guzel zma sanırım biraz tembellesiyor insan isteyken ister istemez zaten bir hareket oluyor. Şimdi su bir haftada yapılacakları yapıp dinlenmek istiyorum.

10 Nisan 2012 Salı

yazmak

ne kadar olmuş yazmayalı...
işler yoğun hepsinden öte kafam yoğun
konsantre olamıyorum, unutuyorum.
ortalarda geziniyorum, zaman dolduruyorum.
geceleri wc nöbetleri yüzünden uykumu alamamak, sabahları yataktan çıkmak istememek.
uyusukluk, yorgunluk, bazende acayip enerjik,
ne kadar şişsemde hala kendimi zayıf zannedip, deli gibi alışveriş yapma isteği içimde,
üzerime olmayan bedenler ile moral bozukluğu...
izine ayrılmak için sayılan gün..
yapılmak istenen çok şey var.

31 Mart 2012 Cumartesi

Bahari bekleyen kumrular

Baharı bekledikce bu son karmı bu son karmı dedikce kar yağıyor dün gece aralıksız benim gördüğüm 3saat kar yağdı yuh dedim.Mart'ın 30unda böyle kar Mart kapıdan baktirir kazma kürek yaktirir muhabbeti tam neyseki hava yumusakda kalmadı pek kar buna şükür diyelim.sağlıklı olalimda gelir elbet baharda yazda

15 Mart 2012 Perşembe

BAHAR OLMAK İSTERDİM OYSA BENDE MEVSİM SONBAHAR

hani bazı insanlar vardır, iç enerjileri yüksektir. pozitiflerdir her daim, yani pozitif olmasalar bile pozitif gözükürler. etraflarına enerji verirler ve bu sayede enerjide alırlar mı? bilemem. hiç olamadım. o insanlardan. hani sabah sabah cıvıl cıvıl olurlar , bıcır bıcırlardır, hiç uyanmaları, ayılmalarına gerek yoktur. sanki güne çok önceden başlamış gibi... çok isterdim öyle olmayı yani her daim BAHAR olmayı...
bende ise mevsim hep SONBAHAR.. Hep bir duygusallık, hep bir nötrlük durumu var. tamam negatiflik demiyorum ama NÖTR işte. hani herhangi bir sarkıda misal halil sezai dinlediğinde diplere vurabilecek kadar nötr işte..
işte bugunde öyle eskiden kalma kırıkların açtığı yaraların kabuklarını kaldıran dünden kalma yeni kırıklıklar ve yaralara sahibim. işte birde bunun üstüne hava kapalı içim havadan kapalı birde fonda Halil Sezai isyan ederse, bendeki duygu ruhda isyanlarda oluyor. içimde kopan fırtınalara karşı daha güçlü olmam lazım biliyorum. artık sanki daha bir susuyorum. daha mı sakinim. daha huzurlu olmam gereken dönemdeyim belkide ondan. yada unutmak, şu halim unutkanlığımı tavanda yaptı. aslında nede güzelmiş unutmak. yoksa diplerde gezmek yerine unutmak en mantıklısı.
ama yine biraz mahsun, biraz hassas, biraz daha fazla kırılganım. ne zaman öğrenirim herşeyden daha değerli olanın kendim olduğunu

14 Mart 2012 Çarşamba

yorgun

yorgunum hemde halsiz. canım hiç birşey yapmak istemiyor. uyusuk bir haldeyim. şu havalardan yürüyüşde yapamayınca iyice uyuşuyor insan. ne zaman düzelecek bu havalar desemde bekliyoruz.

yapılacak bir çok şey var daha, teyzesinin gönderdikleri var şimdi sık sık sevdiğimiz ve gidip gidip baktığımız.
kardeşinden gelen.
havalar bir kar yağıyor, bir güneş açıyor ardından tekrar yağmur. değişkenlik insanıda etkiliyor.
beklediğimiz şimdilik 2 şey var aklımızda: ikisi içinde hayırlısı en önemli olan..

28 Şubat 2012 Salı

kar

bu sene iyi kış oldu. tam havalar ısınıyormu ne derken? bahar geliyor diye sevinirken? güneşe aldanıp nerdeyse kabanları üstümüzden atacakken, hayallerimi tamda bahçe süslemeye başlamışken birden başlayan ve bütün gün boyunca yağan kardan sonra yok bu kış gitmeyecek sanırım. neyse bir süre daha gidebilir, benim yürüyüş yapmamı engelliyor sadece...aşağıdaki fotoda donmuş olan porsuk barajından bir görüntü...
bu arada dün itibariyle fetih 1453'e gitmiş bulunuyorum. yorum yapmak istemiyorum, netten okuduğum yorumlara benzer olacak yorumum. ama emeğe saygı duyuyorum. gelişen türk sinemasına destek vermek gerekir diye düşünüyorum.
zaman geçiyor, hayat devam ediyorken kızdığım, kırıldığım, sinirlendiğim, uyuz olduğum, güldüğüm, düşündüğüm, şükür ettiğim, dua ettiğim, istediğim, sahip olduğum bir çok şey var. hayatta daha yapmam gereken, öğrenmem gereken bir sürü şey var ki hayatın bize sundukları karşısında hem şükretmek hemde dik durmak lazım. herşey için binlerce şükür

21 Şubat 2012 Salı

Bas ağrısı

Bir haftadır sürekli bir bas ağrısı mevcut gecer diye bekliyorum.haftasonlar dinlenemedim belkide ondan,bazen insan çok şey yapmak istiyor.bazen istediği şey istediği zamanda olmuyor,bazen ise hiç beklemediği bir anda oluveriyor iste hayat suprizlerle dolu hayatta bazı seyler için geç kaldığımı düşünsemde artık bundan sonra hicbirsey için geç olmasın. Hayat hep güzel başlangıçlar,güzel olaylar,güzel insanlar,güzel mekanlar ve yerler,sehirler,isler versin.herkezin istediği hersey gönlünde olsun

14 Şubat 2012 Salı

Bizden

Bu aslında bir deneme cepten bir post denemesi, zaman ne çabuk geçiyor. Bazen çabuk geçsin derken bademde geçmesin diyorum.ama sunu istiyorumki artık bahar gelsin.

13 Şubat 2012 Pazartesi

DİZİ DİZİ



hafta sonunu hiç evden çıkmadan geçirdim. kapının önüne bile çıkmadım. şimdi ohhh dinlenmişsiniz diyebilirsiniz ama yok. cumartesi günü ben pek bir şey yapmasamda bütün gün ayakda bir o oda bir bu oda annemin peşinde gezdiğimden, bütün işi annemim yapmasına rağmen ben daha çok yoruldum belim ağrımış.

pazar günüm ise koltuk üstünde elimde süt, yapmaya üşendiğim tatlı yerine nestlenin çikoltası ile uzun zamandır birikmiş olan diziler izlendi..bittimi hayır daha sıradalar alcatraza başlayamadım. once upon a time'da çocukluk yıllarıma dönüp masallar ile gerçekler arasında kayboluyorum. ben çok seviyorum sizi bilemem. bütün akşam işe gitmesem koltukdan hiç kalkmadan, peşpeşe dizi izlesem isteğindeydim.
hepimize mutlu haftalar..

9 Şubat 2012 Perşembe

şekerrrr

1 haftadır şekersiz yani tatlısız geçen bir yaşam aynı zamanda karbonhidrat yememem gereken bir süreçdeyim. neyseki bir gün kaldı. tabiii sonuç iyi çıkarsa...yoksa diyete devam. ne kadar zormuş insanın yasak olan bir şeyi yememesi gereken şeyi canının istemesi ama yiyememesi. resmen gözümün önünden tatlılar geçiyor. normalde canım istemez börekler hamur işleri istiyor. dikkat etmem gerekecek artık ne yapalım.
bir haber vereyim: yaklaşık 1 senedir açılmasını beklediğim internet sitesi english home sonunda açıldı. şimdilik az üründe olsa sanırım 1 sene sonrada ürün çeşitliliği artar.
bakın nasıl büyüdü çiçeğim. üstelik nefisde kokuyor. bu ara kendimi aşırı yorgun halsiz ve bitkin hissediyorum. sekerimmi düşüyor acaba :))))

2 Şubat 2012 Perşembe

şubat başlığı


Şubat geldi. kış bu sene çok soğuk geçiyor. donuyoruz, kuşlar, köpekler, kediler ve dışarıda yaşayanlar , van için dahada beter durum. allah hepsine yardım etsin.
yorgun hissediyorum kendimi ve halsiz. nedendir bilmiyorum. bir isteksizlik var. halim yok daha doğrusu...
bir kararsızlık halidir gidiyor bünyemde, birde işe gelmek istemiyorum. evimden çıkmadan hobilerimle, dizilerimle, kitaplarımla başbaşa kalayım istiyorum. okumam gereken bir sürü kitap var. keçelerimle başbaşa kalmak, kumaşların içinde boğulmak, once upon a time içindeki masallarda gezinmek.

31 Ocak 2012 Salı

yaşananlar

bu aralar yaşananlar çok garip, incitici ve anlamsız.
sevdiğim, bir dönem çok değer verdiğim, kardeşim gibi gördüğüm biri ile aramızda uzun süre önce yaşananlar sonucu bu hale gelen, hatta gelmesi gereken ilişkinin aldığı boyut çok garip.
normalde konuşulup çözülmese bile herkezin cebindekileri dökeceği ve ardındanda ya tamam ya devam denilmesi gereken mevzunun şu anki getirildiği boyut ve olayın farklı yerlere, kişilere sıçraması. olayların anlaşılmadan dinlemeden bu hale gelmeside yalan yanlış anlatılan olaylar silsilesi haline dönüşmesi...
geçmişte yaşananlar ve paylaşılanlar nedeniyle geçmişe ve yaşananlara ve yapılanlara duyduğum saygı gereği şimdiye kadar hiç bir şey söylemesemde, kırıldığım, incindiğim bu kadar mevzu sonuçunda, üzülmemem, kırılmamam gereken bir dönemden geçtiğim şu sıralarda yaşadığım ve yaşamak zorunda bırakıldığım durumu hak edecek bir şey yapmadığım düşüncesinde olmam. ve yargısız infaz şeklinde benimle konuşulmadan (ki bir kaç kere konuşmaya çalışmama rağmen) yapılanların, konuşulanların kulağıma gelmesi,hatta yazılanları okumam sebebiyle...
olayların başkalarına anlatılması, yansıtılması ve yalan yanlış konuşulması sebebiyle bu yaşadıklarıma bir sünger çekmek istiyorum. geçmişte yaşananlara saygıdan daha fazla konuşmadan susup, kimse birbirini daha fazla kırmadan yok sayılsın istiyorum.
ben hayatımda daha fazla kırılacağım, incineceğim olaylar yaşamak istemiyorum. ne kimseyi kırayım, nede kimse beni kırsın istiyorum. hayata daha farklı gözlerle bakmaya başladığım şu zamanlarda zamanında arkadaşlarımda kazık yemiş, üzülmüş olsamda bu olayın bana öğrettiği şey şu oldu hayatımın içine bu kadar insanları sokmamam gerektiği, bu kadar fazla samimi olmamam gerektiğidir.
kendi kendime yettiğim şu kücücük ailemle  yalnızda mutluyum ben ve birilerine ihtiyaç duymadan sadece paylaşımların olduğu bir hayat benim için çokda keyifli olacak. herkeze bundan sonraki hayatında başarılar dilerim. herkezin gönüllerinden geçen iyi şeylerin hep onlarla olduğu bir hayat dilerim.